Sübhan

İslam kültürünün en önemli eserlerinden biri sayılan Mesnevi hikmet dolu ibretlik hikayeler ile ulvi hakikatleri çok güzel bir üslupla okurlarına aktarır. Mevlana, Mesnevi'nin girişinde Kur'an'ı tefsir etmek adına bu kitabı yazdığını söyler. Hal böyle olunca bu hakikatlerin hikayeleştirilerek anlatıldığı Mesnevi'ye bir tefsir, hadis ve hayat rehberi gözüyle bakılmalıdır. Aslında tamamen dini bir çerçeve ekseninde anlatılan hikayeleri okurken bu özün ne kadar farkında olabiliriz, ya da şimdiye kadar ne kadar farkında olduk? Şu da bir gerçek ki Mesnevi üzerine ne kadar çalışma yapılırsa yapılsın sahip olduğu değer hala tam olarak anlaşılamamakta; hep bir boşluk kalmakta ve tabiri caizse bu kitaptaki sırlar her geçen gün yenilenmektedir. Malum olduğu üzere Mesnevi ve Mevlana hakkında kıymetli çalışmalara imza atmış Hayat Nur Artıran Hanımefendi bu eserinde Mevlevilik yolunun temel metni Mesnevi'yi derinlemesine irdeliyor ve aranan en muteber şerhi aslında "için içine" girmekle buluyor. Ömrünü bu yola hasretmiş, bu kapının bendesi Hayat Nur Artıran, Mesnevi'yi yine Mesnevi ve Mevlana'nın en az Mesnevi kadar kıymetli eseri Divan-ı Kebir'le açıklıyor. Mesnevi'de geçen bir hikayeden bizi alıyor Divan-ı Kebir'e götürüyor; oradan Kur'an ayetleriyle delillendirerek Şems-i Tebrizî'den bir vecizeyle süslüyor ve  ayakları yere basan bir hikaye seriyor gözler önüne. Bunu yaparken de yer yer tanınmış sufi üstatlardan, mutasavvıflardan, şairlerden de uygun örneklerle idrakimizi zenginleştiriyor. Aslında bu kitabı okurken hem Mesnevi'de yer alan hikayeleri okuma suretiyle bir nevi Mesnevi'yi tanıma imkanı bulabilir hem de içinde geçen ayetleri, kıssaları okuyarak Kur'an'la olan bağımızı güçlendirebiliriz. Eşrefi mahlukat olan insanın Kur'an'la çıkacağı bu yolculukta, ona en güzel yoldaşlığı asırlardır kültür dünyamızı yeşerten Mesnevi'den başkasının eşlik etmesi pek de mümkün gözükmüyor…